oje etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oje etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Nisan 2013 Çarşamba

Bahar falan

Kış uykusunu yalnızca ayıların, börtü böceğin hakkı görenlerin kafasına kalın tabanlı bağcıklı botlarımı fırlatır hepinizi selamlarım. Uzunca bir süre olmuş ki uğramamışım bloglar diyarına. Ben aslında kabuğuma çekilip "sevimli tatlı krizleri"mde ağzıma kestane şekeri ve çikolatalı leblebi tıkmakla, yediğim soslu makarnaları, gece yarısı hazırlanan Ranch sos-salam-kornişon sandviçlerini kah popoma kah göbeğime yapıştırmakla meşguldüm. Tosuncuğa bağlamak üzereydim ki çok şükür bahar geldi, toynaklarım boynuzum çıkacak kürküm de kalınlaşmış gibi hissediyordum yalan değil...

Ama burası bunları konuşmak için uygun bir mecra değil, burası bambaşka bir yer, adeta Oh Land'ın White Nights klibindeki gibi, uzun bacaklı sarı saçlı bir kuzey perisi olarak uykudan parmaklarımızda simlerle uyandığımız, gökyüzünden düşüp merdivenler boyu yeraltına uzandığımız sihirli bir mecra gibin! Burada tüm çirkinliklerimiz, eksiklerimiz, fazlalıklarımız, eşitleniyor, cep telefonu kamerasının açısını az değiştirmek ya da Liquify özelliği bulunan bir App (eplikeyşın) eklemek yeter ve kesin çözüm.

Diğer yandan daha gerçek çözümler için ofis salatası günlerine başladım. Çalıştığım yer ile ilgili belki en güzel özellik yemekhanemizin olması ve mix&match yapabileceğiniz bir salata barın bulunması. Aşağıdaki denemelerin hepsi oldukça başarılıydı:




Kaju, pecan cevizi, fındık ve antep fıstığı ile marul ve roka salatası

Brokoli, havuç ve patates haşlaması ile limon soslu mısırlı göbek salata 

Nar ekşili yulaf ezmeli kırmızı lahana ve roka salatası
Hepsi birbirinden güzel oldu. Füzyon mutfağın sınırlarını zorluyoruğğm ve sıkıcı ofis saatlerini renklendiriyoruuğm!

Bunlar da yeni edindiğim akıllı telefonum ile sıkıldığım ofis saatlerimde girdiğim diğer etkinlikler. Telefonu tepeme tepeme kaldırıp kendimi çekemediğim için masanın üzerinde olabildiğince göze batmayacak kendimi ele vermeyecek objeleri çekmeye verdim kendimi. Ellerim, yüzüklerim, aynadan görüntüm falan fişman.


Tassel kolyeme bayılıyorum. Burlesque havasına kurban!

Bu arkadaş da ofisin yakınlarındaki bir kafenin kedisi. Hayatımda bu kadar disiplin ve özdeğer sahibi bir kediyi bırak, insan görmedim! Kahvaltıda 3 çiğ sosis, öğle yemeğinde köfte yiyor, sırayı değiştirmiyor, saati sektirmiyor. En ufak gecikmede veriyor küsküyü, alayına isyan, miyauu miyauuu! 

Golden Rose Jolly Jewels 115 nihayet 2 haftalık aramalarım sonucu  rastladığım yerde aldım hemen bulandım. Beklediğim kadar iyi değil beyaz arka planı var ve biz buralarda beyazları sevmeyiz dostum!

15 dakika parlattım, cadının elması oldu!

26 Temmuz 2012 Perşembe

ne var ne yok?



deniz deryayı uzaktan seyreylemek var, yolculuk etmek var,
balıklama dalmak şıpıdık şıpıdık yüzmek yok!

***
tatil hayalleri var, tatilin kendisi yok 
***
ha bir de kapalı ayakkabılar yok
parmaklara açık görüş izni, ayaklar fora!



 kırmızı rujları sürüp mektupların altına imza bırakmak var, 
kırmızı rujları sürüp klimalı odalarda salınmak var,
kırmızı rujları sürüp terleyip ağzına yüzüne bulaştırmak yok! 


güneş sıcak olsa da gün ışığından sonuna kadar faydalanmak var
evlere kapanmak yok!

***

pittosporum'lar da yok artık, mevsimi geçti, mis kokular seneye yeniden artık.

***
ojeler daimi ama!
kırmızı, yeşil, altın rengi, ten rengi, kahve, siyah, mavi, pembe var..
sedefli, beyaz, lila, turuncu yok!




14 Kasım 2010 Pazar

Turkuaz mat oje / Gabrini Matte Nails


Geçenlerde mavi oje aşermelerim başladığında tuttum kozmetikçilerin yolunu ve aşağıda resimlerini gördüğünüz ojeyi edindim. Hayatımda kullandığım en güzel mavi tonlarından biri, hem de mat. En güzel yanı ise yalnızca 1 TL olması! Akarı - kokarı yok, çabucacık kuruyor, 3 katta da süper bir renk elde ediliyor. Daha ne olsun!


Şişedeki görüntü sedefli olsa da sürüldüğünde tamamen matlaşıyor.  Hörele hörele sürdüğüm için toynak kenarlarım filan leş, boya içinde ama bu bizi amacımızdan uzaklaştırmasın. Güzel manikürlü el ve kısa tırnakta daş gibin olur bu oje:





Bundan belki 10 yıl evvel (13 yaşımda filan) dükkan önlerindeki oje havuzlarından şaşkın şaşkın oje seçerken beyaz diye bi oje almıştım, eve gelip sürdüğümde baktım ki hemencecik kuruyup mat mat bişey oluyor. Sonradan onu normal ojelerim üzerine kullanarak mat oje görüntüsünü elde ettim. Yanlış hatırlamıyorsam onun da markası Gabrini idi. Vallaha bir ojeye götüm düşse maksimum 10 lira verecek olan ben, 1 lira verip aldığım ve fiyatına göre muhteşem sonuçlar veren bu oje alışverişinden çok memnun kaldım.
Yeşil, lacivert, siyah, mürdüm ve taupe renklerinden de aldım, en kısa sürede onları da deneyeceğim ama şu anda tırnaklarımda şeker gibi duran bu turkuazı silesim hiç yok :)