29 Temmuz 2010 Perşembe

bu yaz o yaz, yaz, bez



Yaz gelince solungaçlanıp pullanıp balık kontenjanından Akdeniz sahil açıklarında yaşamak istiyorum. İnsanın uykusunda bile ensesini ıslatan yapış yapış havadan daral geldi yahu! Kaldırımda yürürken ayakkabımın lastiği sakız gibi taşlara yapışıp, pizza peyniri gibi uzuyor sanki. Üstüne üstlük bir de sıfır zayiatla, birkaç kuru öksürükle atlattığım soğuk kış günlerinde yaşamadığım soğuk algınlığı ve iltihabik durumu havanın 40. derecesinde yaşamak da hayıflanmaya ayrı sebep!

Bundan 3-4 yıl evvel - ki şanslı olduğum bir dönemmiş birçok açıdan- sağduyulu ve akıllı teyzemin "yavrum, hazır öğrenciyken, zamanın bolken 4 ay yap tatilini git Akçay'da,Ayvalık'da, Assos'da gez, toz, denize gir, kitabını oku, kafanı dinlersin!" öğütleriyle "iyi madem" diyip sıradan ve önemsiz bir şeymişçe yaptığım tatillere öyle ihtiyacım var ki şimdi...

Ne gam, ne keder... En büyük derdim akşam kırmızı eteğimi mi giysem, yoksa yeşil eteğimi mi... 3 noktalar artmaya başladı yazıda, bu demek oluyor ki maziye dalış var.

Bundan sadece 4 yıl evvel, belki 5, aklıma bile gelmeyecek neler geldi geçti hayatımdan!
Hayat böylemiş yahu, bi' garip bi'şey...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder