ayakkabı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayakkabı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2010 Perşembe

Exactly my cup of tea

Çanta yapımı konusunda henüz rüştümü ispatlamamış olsam da, 
Marc J. fareli ayakkabılarından esinlenerek bir DIY projesi yaparım gibime geliyore.









 Birkenstock Paris 



 ♥ 



♥ Cambridge Satchel 




16 Kasım 2010 Salı

Bayram? Me no likey!

  • Dit dit mesajlar, çağrılar ve telefonun verdiği huzursuzluk,
  • Zarıl zarıl zil çalan, alacaklı gibi güm güm kapıya vuran veletler,
  • Arayan, soranlar, sitem edenler, yalnızca bayramda hatırlanan "büyükler", başım sıkıştığında yanımda olmayan ama varlığımı yalnızca onları aramadığımda hisseden "büyükler", sadece benden 5-10 yıl önce doğdukları için saygı duyulması gerektiği düşünülen "büyükler"
  • Bayramlarda daha bir ortaya çıkan ikiyüzlülük hali, "Aman çok özledik"ler falan...
  • Evde oturup misafir beklemek,
  • Evden çıkıp dışarda bir plan yapamamak,
  • Sokaklardaki ipsiz sapsız kalabalık,
  • İnsanlardaki çaresizlik, yüzlerine yansıyan mutsuzluk,
  • Misafire yapılmış börek çörekleri mideye indirme ve popoya, göbeğe yapıştırma hali, 
  • Her evin mutfağından tüten kavurma kokusu,
  • Akşam haberlerinde çıkacağına şimdiden yüzde bi'milyon emin olduğum "sahibinin elinden kaçan dana" ve "acemi kasabın harikaları" haberleri,
  • Dışarıdaki mis gibi pırıl pırıl havaya rağmen sokakların kalabalığından korkup dışarı adım atamamak
  • Genel anlamda huzursuzluk işte...

Bizim bayramlarımız da gerçekten bayram havasında geçebileydi keşke!



10 Kasım 2010 Çarşamba

Arı Maya kombinasyonu

Woody Allen'a bayılırım, çok severim ve hatta ileri giderek, eğer tanışmış olsak onun da beni çok sseveceğinden emin olduğumu bile söylerim :) ( Malesef çok da zamanım kalmadı, herif 80 küsur yaşında :/ )
Ama bu kendisinin uyumsuz ve huzursuz bir adam olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Arı gibi vızıldayıp sinir bozan bu adamı da araya sokuşturarak pop-art esintili bir arı maya kombinasyonuna giriştim.
"a woman can never have too many shoes" diyerekten onyüzbinmilyon ayakkabı ekledim tabii :))



wizzzz

wizzzz, gizemgaia tarafından melissa shoes ile yaratıldı

7 Kasım 2010 Pazar

Kendime Ait Bir Oda...


Minik hazine kutum

Bunları  ben boyadım

Lastik botsuz kış geçmez

Bunu yeni yoğurdum :)

Bunu pişirdim

Bunlara lavanta doldurdum

Paraben varmış içinde malesef 

İlk boyama deneyimim, form kavramım yok neredeyse

Göbekli bebek

Müzik kutusu aslında, kafalarını sağa sola sallayarak uyuyorlar :)









28 Ekim 2010 Perşembe

Flamenco ayakkabılarına kurdela bağcık ?

Bundan yaklaşık 8-9 ay evvel Elle vitrininde Flamenco ayakkabılarından esinlenerek üretilmiş nar çiçeği rengindeki bebeği görüp hayran kalmıştım, ancak sezon fiyatı olarak etikette 260 lira, cebimde de part-time stajyer maaşı olunca, aklımdan şu geçti: Gizem harçlığının 3/7'si ile bir ayakkabı, 1/4'ü ile akbil, geri kalanın tamamı ile de pergel satın alıyor. Gizem'in IQ'sunu hesaplayın.

Hıı dedim, kavuşmak başka bahara, hele az bekleyeyim!


Rengi, fonksiyonu nedeniyle çok geniş bir kitleye hitap etmemesi ile ayaklarım 40 nümero olmasının verdiği rahatlıkla bekledim ki indirime girsinler. Bekledim...Bekledim...Arada gidip kontrol ettim satıldı mı diye, orada duruyidi :)

Sonunda bir gün tesadüfen girip tekrar baktım ki 80 liraya düşmüşler, kısa bir sevinme seramonisi ardından narçiçeği renginin 40 nümrosunu depodan getirtiritiritritirittim.
Daha sonra ayakkabı istihkakımı doldrumama yardımcı olan sevgilicim de geçenlerde Elle Outlet mağazasında görüp aynısının siyahını aldı:

Topuk yüksekliği, burnunun yuvarlaklığı, kenarlarındaki biyeleri, rahatlığı, tabanı, herşeyi, herbi'şeyi çok çok güzel olan bu canım ayakkabının ne yazık ki resimde görülmeyen bağcıkları eşofman iplerine takılan o naylon kordonlardan ve uçlarındaki topları saçmasapan teneke rengi bir metalden. Sanırım sadece rengi değil kendi de tenekeden, kötü yani her şekliyle! Hem de yürürken naylonumsu kaygan bir zımtırık olduğu için bağcıkları sürekli açılıyor ve sinir katsayımı yükseltiyordu! Uzun zamandır onları değiştirmek aklımdaydı ki bugün Chie Mihara'nın koleksiyonundan şu parça aklımda şimşeklerin çakmasına neden oldu:


ha bir de şöylesi var




Şimdi ilk yapılacak iş uygun renkte bir kurdela seçip uçlarını atmasın diye yaktıktan sonra bu cici ayakkabıları naylonun zulmünden kurtarmak olacak! Oh, arz-ı endam edebilirim artık cicilerimle :)

Beyle işte!





26 Ekim 2010 Salı

♥ Brand new Melissas ♥ and lack of sleep :/

Yesterday started like any day, woke up in the early morning, went to the office, checked my personal e-mails, drank  linden tea, read my favourite blogs...

Now i understand that it was the calm before the storm

At 17:00 my supervisor asked me if the user manual for the digital imagins system is already done
I replied: Sh..Sh....Sure it is!

-it was not! Fu*k!

I had only 5 hours, a really tiny netbook with 10' screen and 60something pages to translate, i guess that explains a lot about my situation :S Oh, i forgot to tell that i only slept 3 hours the day before!

So, my options were limited,

  • spending all night translating and editing the 110 page manual
  • payin someone to do this translation for me
  • pretending that i was not involved in this mess
  • having a nice dinner with my friends, watching a movie after a warm bubble bath then leaving a letter and jump off the Bosphorus bridge

Now i feel victorious, peaceful but wasted. Yet - finally what was to be done is done!