23 Eylül 2010 Perşembe

Büyüyünce ne olsaydım?

bayılıyorum yoğun iş günlerine, ama malesef bugün onlardan biri değil. ortaya koyduğum bir şey yoksa eğer elle tutulan, yapacak iş de buşamıyorsam, kendime bi kahve yapıp Everything's Illuminated soundtrack albümünü de ekliyorum Grooveshark playlist'ime, o blogdan bu bloga zıplıyorum, etsy'den, pasaj'dan ciciler bakınıyorum, arkadaşlarımı arıyor az biraz sohbet ediyorum. Burada olmaktan mutluyum aslında ama yapmaktan çok daha mutlu olacağım meslekler olurdu.

Mesela gurme olmak isterdim, öyle sonradan "gurme"lerden değil, gerçekten ağzıma attığım bir lokmanın, bir sosun içinde kaç çeşit ayrı tad olduğunu anlayabilecek, baharatların ismini verebilecek, kaç derecede ne ateşinde piştiğini söyleyebilecek bir gurme olmayı çok isterdim.

Ya da ayakkabı üreticisi ya da terzi... ama öyle fabrikada seri üretim filan değil, derisini, kumaşını kendim seçmeliyim; biçkisini, dikişini, topuğunu, rengini, fiyongunu, ponponunu herşeyini kendi ellerimle yapmalıyım. Tek tek düşünmeliyim her bir detayı üzerine, en iyisi hangisi olur diye. Sonunda ortaya çıkan "şey" tamamen benim elimden çıkmış olmalı.

Geçenlerde varolduğunu öğrendiğim bir denişik meslek de adını hatırlayamıyorum ama sahte müşterilik gibi birşey. Göreviniz, sizi kiralayan sahiplerinizin mağazalarına giderek gerçek bir müşteriymiş gibi davranmak, ürünleri kontrol etmek, satıcılarla konuşmak, yardım istemek, ürünleri denemek, diğer müşterilerin davranışlarını izlemek, hırsızlıkları tespit etmek ve müşteri yorumlarını çaktırmadan dinlemek ve benzeri atraksiyonlar. Bunu da olmak isterdim. Hem de o mağazalardan aldığınız ürünlerin sadece belli bir yüzdesini ödüyorsunuz ve sonunda sizin oluyor ürünler. Mis! Arayıp da bulamadığım şey, hem gezeyim boş boş mağazaları, hem alışveriş yapayım üzerine bi de para kazanayım, daha ne isterim :)

Pastacılık :) Turtacılık :) Geçen sene Pushing Daisies izlerken daha da bir heyecanla bağlandım bu fikre, ileride bir gün, ama bir gün mutlaka yapıcam bunu, pasta, turta, kurabiye yapıcam, kimse almazsa bedavaya dağıtıcam ama yapıcam diye.. Şimdi yanıma bir nefer daha buldum, yumurta kırabildiğinden bile süphe duyduğum sevgilimin de pastacılık konusunda en az benim kadar hevesli olması beni çok mutlu ediyor. Şimdilik yumurta bile kıramayabilir ama güveniyorum ona, isterse becerebileceğinden eminim, nefis küçük makaronlar yapacak bana, çilekli tartlar ve lila rengi minik cupcake'ler :)


Görüldüğü gibi blog, hayal alemim geniş, belki ileride bir gün diyerek sürekli ertelesem de olacak bir gün. Ama vakit gerçek hayata dönme vakti:

- Lülülülü....Nerede o fiyat listesi?.... fuar için biletleri dosyaya koydum!.....Efendim?....Peki, Zebercet Bey, talebinizi satış müdürümüze ileteceğim. (Allah belanızı versin Zebercet Bey, o listeyi dosyasıyla birlikte dik tutup üzerine oturun lütfen.) Onaylıyor musunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder