16 Kasım 2010 Salı

Bayram? Me no likey!

  • Dit dit mesajlar, çağrılar ve telefonun verdiği huzursuzluk,
  • Zarıl zarıl zil çalan, alacaklı gibi güm güm kapıya vuran veletler,
  • Arayan, soranlar, sitem edenler, yalnızca bayramda hatırlanan "büyükler", başım sıkıştığında yanımda olmayan ama varlığımı yalnızca onları aramadığımda hisseden "büyükler", sadece benden 5-10 yıl önce doğdukları için saygı duyulması gerektiği düşünülen "büyükler"
  • Bayramlarda daha bir ortaya çıkan ikiyüzlülük hali, "Aman çok özledik"ler falan...
  • Evde oturup misafir beklemek,
  • Evden çıkıp dışarda bir plan yapamamak,
  • Sokaklardaki ipsiz sapsız kalabalık,
  • İnsanlardaki çaresizlik, yüzlerine yansıyan mutsuzluk,
  • Misafire yapılmış börek çörekleri mideye indirme ve popoya, göbeğe yapıştırma hali, 
  • Her evin mutfağından tüten kavurma kokusu,
  • Akşam haberlerinde çıkacağına şimdiden yüzde bi'milyon emin olduğum "sahibinin elinden kaçan dana" ve "acemi kasabın harikaları" haberleri,
  • Dışarıdaki mis gibi pırıl pırıl havaya rağmen sokakların kalabalığından korkup dışarı adım atamamak
  • Genel anlamda huzursuzluk işte...

Bizim bayramlarımız da gerçekten bayram havasında geçebileydi keşke!



2 yorum:

  1. bunuda ekleyelim : kurban bayramında yine yağmur yağdı ; doğa ana neferlik yaptı.

    YanıtlaSil
  2. evet, yaratıcı türk basınına sevgilerimizle efem...

    YanıtlaSil