18 Ocak 2011 Salı

ben sosyopat değilim!

hayat hiç iyi gitmii hem de la!
  • en güvendiğim insanlara dahi güvenimi kaybediyorum
  • hiç yapmaz dediklerim en olmadık şeylerle karşıma geliyor
  • kendime olan güvenim de saygım da taban yapmak üzere
  • bazı duygularımı ve insanlarla birlikte yaşanabileceği konusuna olan inancımı sonsuza dek kaybettiğimi düşünüyorum (bu arada sonsuz kavramı ile ilgili de serzenişlerim var, sen daha kendini, yaşadığın doplumu, çiçeği böceği bilememiş bir yaratıksın, sonsuz senin neyine be edepsiz! kimse köysel, ilsel ya da ülkesel doğrulardan bahsetmez mesela,  EVRENSEL doğrular vardır. heryeri keşfetmişizdir ve dünyanın bilimsel ve pratik bütün bilgilerine vakıfızdır, aşmış ve evrene dair bilgileri de sindirmişizdir.  evrenden bahsetme, ona dair çıkarımlar yapma hakkı içkindir varoluşumuza dolayısıyla. hum, bravo bize, ayakta alkış götümün modernitesine) ülkesel dedim aklıma ilke atasel diye bişey geldi, bişey dediğim de aslında liseden arkadaşım. sarışın mavi gözlü broş gibi bi kızdı.öyle işte, serbest çağrışım da bi yerde sabaha kadar mokoko! ucu sonu yok.
  • etrafımdaki herkesin yavşaklığından fenalık geliyor, o yavşaklığı gördükçe daha çok tiksinip daha da uzaklaşıyorum (buna yakın akrabalarım, arkadaşlarım filan da dahil, en önce onlardan tissskinmek normal değil mi zaten, insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum vecizini düşörtüme bastırıp giyineceem. bu da böyle bir cümle, güSSel Turqchemisi kØЯualım! diğğ mıı?
  • bir de canımı -şimdilik- acıtmasa da varolduğu gerçeği bulunan yalnızlık var. Allam, cümleler arası geçişlerden bile ruh halsizliğim belli oliii.
en yakın 2 arkadaşım askerde, biri Ankara'ya yerleşti, hatun kişilerin sevgilileri dolayısyla hayli parça parça olduk..
ergenliğe yeni yeni girdiğimi düşünmeye başladım, eskiden etliyle sütlüyle derdi olmayan ağustos böcee gibi çocuktum vur patlasın çal oynasın, canı istemezse oynamasın modunda; anam şimdi bakıyorum herşeyler üstüme geliyo, beni kimse anlamıyo diye geziyorum. geçenlerde keşke ölsem ya diye düşündüm, düşünmekle kalmadım paylaştım birileriyle.

ne edepsizliğim kaldı, ne şımarıklığım...yok canının derdinde onca insan varmış da madem çok istersem kendimi öldürseymişim de bilmemneymiş! peh! benim derdim kolaya kaçmak, bütün bunlara katlanmak zor geldiği için ben bir anda herhangi bir kara deliğin hüp diye beni içine çekmesini bekliyorum. ölme zahmetine bile giremiciiim yani! öyle azaplı acılı şeylere zahmetli süreçlere hiç gelemem yani! bunun dilimizde "canının kıymetini bilmek" olarak adlandırılması da ayrı bir hoş, beyin kıvrımlarımı (buna bile erotizm katmış insanoğlu, hey anasını!) ayrı bi oynatiii.


PS.1: i don't love you
PS.2: bu film o kadar da güzel değildi
PS.3:canım sıkkın da olsa goygoyda sınır tanımıyorum
PS.3: geyiğe vurdum gerçek post scriptumumu unuttum
PS:4: yukarıda iki adet 3 nümerolu PS var,
PS.5: bütün bu löle yazımla ilgili şu tespiti belirtmek için başlanmıştı :  sıkıntılarımı madde madde yazmam da ayrı bi hoşluk olmuş, nasıl da çizelgeli ve düzenli bir insanım ki to-do list gibin to-overcome listem bilem olmuş yürrrüüü be!  


ama yavşak insanlarla ilgili hükmüm kesindir, ben sosyopat değilim panpalar, siz yavşak ve kokuşuksunuz!

1 yorum:

  1. İnsan
    ya hayrandır sana, ya düşman.
    Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun
    ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan...

    N.H.Ran

    YanıtlaSil