11 Ocak 2012 Çarşamba

haller içinden ev halleri


Eve geldiğimde dışarının pisini, pasını, dışarının hırsını, zorunu, kirini, bokunu, soğuğunu çıkarıp, sabah çıkmadan yastığın altına tortop edip sokuşturduğum pijamalarımı giyiyorum-şu sıra uyku mintanı edindim, eski dedelerin giydiği cinsten pazen, kırmızı lacivert pötikareli, uzunca... Regl olmamış ve ağrıdan yamulmamışsam eğer, ayaklarımdaki ojeler ne denli bitik, çirkin, tahammül edilemez görünürse görünsün çoraplarımı çıkarıyorum mutlaka, birini hanya birini Konya'ya savuruyorum.(bu da fotoğrafta var!) Yere basayım da parkeler çıt çıt ses çıkarsın istiyorum. Bir nevi yuvaya dönüş hissiyatı. Şu sıralar pek yapamıyorum, zira çorap üstü patikle bile totom donuyor.


Bazen de özellikle dar paçalı pijama giydiysem paçaları çorabın içine sokmak suretiyle camadan yapıyorum, o zaman işte "evine soba kurup halısında yaşamaya karar veren Umut Sarıkaya'ya çeyrek kala"yım.


Sonra mutlaka kafamdaki toka, lastik, taç, tarak ıvır zıvırını söküp atıyorum, şöyle de parmaklarımı saçlarımın arasından geçirip bitlerimi de havalandırı mı en ilkel halimle ev ahalisinin arasına karışabilirim.


hazırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder