22 Temmuz 2014 Salı

İkinci kedi Alis


Bu eski İrma, İrmiş'im. Şimdiki adıyla Alis. O kadar güçlü bir karakter ki Dede Korkut hikayelerindeki gibi kendi adını kendi seçti. Aylardır İrma diye seslendik, ufacık bir tepki bile vermedi, sürrealliğine atıfta bulunarak Alis dedik, bunu daha çok sevdi sanıyorum ki en azından kulaklarını oynatıyor.

Bir de biyolojik olmayan ablası var, Bruno.
Alis de sokaktan geldi ve eve ilk geldiğinde parmak kadardan biraz daha büyüktü denilebilir. Alırken veterinerimize sorduk, problem olur mu diye, ikisi de aynı cins (dişi) ve henüz küçük olduğu için sorun çıkmaz dedi. Bu konuyla ilgili kötü tecrübelerim de var, ayrıca bir post konusu.

Bruno ilk birkaç gün hiç kabullenemedi bunu, her gördüğü yerde kıh çekti, üç-beş fotik attı tepesine, bize de küstü. Çok korktuk hiç alışmayacaklar diye ama biraz zaman tanımak ve sabır göstermek yetti. Önce kapalı kapı altlarından birbirinin seslerini ve kokularını tanımalarını sağladık İkisini yalnız bırakmadık istenmeyen yaralanmalara ve travmalara da sebep olmamak için. O dönemde şunu okumuştum, "Kediler birbiri ile kavga eder ama birbirinin gözünü çıkaran, öldüren kedi gördünüz mü hiç?" diyordu yabancı sitelerden birinde.
Tedbiri elden bırakmadan, ikisine de sevgi göstererek aştık o dönemi ve bir haftaya kalmadan Bruno Alis'e hem annelik, hem ablalık hem de arkadaşlık yapmaya başladı. Şimdi birbirlerine sarılıp uyuyor, kulaklarını yalıyor, tuhaf gece koşturmacaları yapıyorlar.

Biz mutlu sona çabuk ulaşanlardan olduk, bu da şirinlik patlamalı mutluluk tablomuz:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder